Erteleme Alışkanlığından Nasıl Kurtuluruz? | Dr. Ender Vardar ile Bütüncül İyileşme Serisi

Merhaba dostlar, geçenlerde bir anket yapmıştım, çoğunluk erteleme alışkanlığını yenmekle ilgili bir video hazırlamamı istemiştik. Bugünkü sohbetimiz bununla ilgili olacak. Erteleme alışkanlığı, bazen bu erteleme belasına dönen durum, yaşamımızı çok zorlaştırabilir. Genellikle sonra yaparım, sonra hallederim şeklinde sürekli erteleme davranışları sergiliyorsak bu yaşamımızı zorlaştırabilir. Örneğin üniversite sınavına çalışıyorsunuz. Sınava her gün düzenli çalışmak yerine, sürekli erteleme davranışlarında bulunuyorsanız olmanız çok zor. Bazen bir iş yerinde yapmanız gereken ödevler olabilir. Atmanız gereken mailler, hazırlamanız gereken sunumlar. Sonra yaparım. Şimdi yorgunum, biraz uyuyayım, sonra yaparım. Genellikle bu erteleme davranışıyla küçük hazlar elde ediyoruz ve bunun üzerine pek gitmiyorum. Bunun aslında arka planda bilinç dışı anlamında, bilinçaltı anlamında farklı farklı nedenleri var. Ben bütüncül açıdan baktığımda hem bir hekim olarak, hem bir psikoterapist ve hipnoterapist olarak ertelemenin arkasında biyolojik nedenler bir kansızlık olabilir, iyi uyuyamama olabilir, iyi beslenme mi olabilir? Bağırsakların iyi çalışmaması olabilir, disbiyozis olabilir, bağırsaklardaki bakterilerin konfigürasyonun değişmesine bağlı. Bunlar tabii bütün sistemi etkiliyor. Çünkü bu davranışlarımızı beynimize yapıyoruz. Beynimizin iyi beslenmesi, kan akımının iyi olması, çok çok önemli. Bir kansızlığınız varsa, vitamin eksiklikleriniz varsa bunların tamamlanması önemli. Ayrıca bazı hastalıklarda da bu davranış problemleri ortaya çıkabiliyor benim gözlemlerime göre. İşte biraz önce bahsettiğim gibi anemi kansızlık, hipotiroidi, tiroit hastalıkları harekete geçmekte zorlanırlar. Metabolizmaları yavaşladığı için. Bazen de arka planda bir depresyon olabilir, gizli bir depresyon olabilir, kaygı bozukluğu olabilir. Bunlar kişiyi negatif duygular hissettirerek harekete geçmesini engelleyebilir. Bir de arka planda daha bütüncül açıdan baktığımızda psikolojik nedenler olarak da davranışsal alışkanlıklar olabilir. Bilişsel, zihinsel çarpıtmalar olabilir bilinçaltında alışkanlık haline gelmiş kalıplar olabilir. Varoluşsal sorunlar olabilir. Bunlar bütüncül psikoterapi anlamında baktığımda hepsiyle ilgili çalışmanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Erteleme davranışı sergileyenler birkaç bölüme ayrılıyor. Bir sürekli erteleyip yaptıklarını unutanlar var. Hiçbir şey yapmayanlar. Bir de erteleyip ertelediğinin farkında olup bunu bilip kendini suçlu hissedenler, kötü hissedenler var. Bir de sürekli erteleyip son dakikaya bırakanlar var. Son dakikacılar. Bunların hepsinin aslında bizim bilinç dışında bir anlamı var. Bunların öğrenilmiş kalıpları var. Bu kalıpların en önemli kısmı aslında çocukluğumuzda elde ettiğimiz yapılar. İçimizde bizim hayatımıza çok hep bahsediyorum biliyorsunuz hayatımızın sıfır beş yaşı çok önemli. Bu sıfır beş yaşında sıfır üç yaşında kişiliğimizi karakterimizi, annemizden, babamızdan, ebeveynlerimizden, bir de genetik olarak mizaç dediğimiz özelliklerle aktarılan şeylerle elde sıfır üç yaşım. İki ile üç yaşı kısmında kişiliğimizin en önemli kısmı var. Burada ayrışma ve bireyleşme dönemi diyoruz. Bu sıfır bir yaşına bağlanma dönemi diyoruz. Bu bağlanma döneminde çocuk anneyle güvenli bir bağlanma yaşamış mı? Veya kaygılı mı? Güvensiz bir bağlanma mı? Bu çok önemli. İki ve üç yaşında ise bu bağlanmadan sonra ayrışma dönemi geliyor. Çocuğun anneden biraz ayrışması gerekiyor. Birey olabilmesi için özgürleşebilmesi için. Genellikle ebeveynlerimiz burada bazen yapıyorlar. Tabii bilmeden yapıyorlar bunu. Bunları anlamak çok çok önemli. Örneğin çocuk ilk bir yaşta işte anneyle güvenli bir bağlanma yaşadıysa sonra işte emeklemeye başladığında on, on iki aylarında etraftan biraz uzaklaşmaya başlıyor. Çünkü güçlü bir merak duygusu var. Bu merak duygusuyla etrafı anlamaya çalışıyor ama bir taraftan da anneye bakıyor. Çünkü sevgi nesnesi, onu besleyen buna ne diyecek? Burada bizim yeteri kadar iyi anne dediğimiz bir kavram var psikolojide. Annenin orada tabii evladım oyununu oyna, istediğin zaman gel, ben buradayım demesi gerekiyor. Fakat anne tersini söylüyorsa, nereye gidiyorsun, ne yapıyorsun? Aman dikkat et. Çocukta bir ayrışamama durumu ortaya çıkıyor. Veya anne söylemesine bile gerek yok. Bakışlarıyla bile çocuğu yaptığından geri döndürebiliyor. Çocuk annesine geri dönüyor. Annenin onun sevgisini, ilgisini keseceğine inanarak. Fakat aklı da oyuncakta kalıyor. Bu durumda ikircikli bir yapı gelişiyor. Anneye döndü. Kendi kişiliğinden kendi isteklerinden vazgeçti anneye döndü. Güvenli limana döndü. Ama aklı oyuncakta. Veya annenin bütün bu negatif tavırlarına rağmen oyuncağa gitti. Bu sefer anneyi terk ettiği için kendini suçlu hissedebiliyor. Bunlar çok sıkıntılar yaratıyor ve çocuk Çin'de yaşadığı bu negatif duygularla bunu ileriki hayatına taşıyor. Buna gelişimsel duraklama diyoruz psikoterapiyle. Orada bir takılma yaşıyor. Özetle hayatımızın sıfır üç yaşında bu güvenli bir bağlam sıfır bir yaşta iki ile üç yaşında ayrışabildik ve birey olabildiysek hayatımız çok daha kolaylaşıyor. Kişiliğimizi inşa etmiş oluyoruz. Üçle beş yaş arasında da bizim bunal dönem dediğimiz cinsel kimliğin de geliştiği, çocuğun artık sadece annesiyle değil, babanın da devreye girdiği ve üçlü ilişkiyi öğrendiği trengular ilişkiyi öğrendiği cinsel kimliğini geliştirdiği ve kişiliğini tamamladığı bir dönem. O yüzden bizim hayatımızın ilk beş yaşı çok çok önemli. Şimdi bunu erteleme da bağlamak istiyorum. Ertelemenin birçok nedeni var. Bilişsel anlamda, zihinsel düşüncelerimiz anlamında, davranışsal anlamda ama özellikle de bizim psikoterapide dinamik anlamda arka planda bilinçaltında bazı anlamları var. Ve bu çocukluğumuzda öğrendiğimiz, yaptığımız davranışlarla, duygularla örtüşüyor olabilir. Erteleme davranışı bir kaçış olabilir. Bilinçaltı yemek bulduğun yer, sopa gördün kaç misali çalışıyor. Yani iyiye yaklaşıyor, sıkıntıdan uzak meyilli ve bir eylemsizlik bir hareketsizliğe doğru gidebilecek bir yapı gibi çalışabiliyor. Şimdi bir şey yapmanız gerekiyor. İşte sınava hazırlanmanız gerekiyor. Veya bir sunum hazırlamanız gerekiyor. Bu sunum için sınav için aylarca çalışmanız gerekiyor. Sunum için bir süre çalışmanız gerekiyor. Fakat o esnada televizyon izlemek veya işte başka bir şey yapmak daha keyifli. Kısaca hemen ödülümüzü alıyoruz. Yaptığımız şeyle. Fakat sınavla ilgili ödülümüzü belki altı ay sonra alacağız. Yani bilinç dışı hemen ödülü almaya bir yapı olabiliyor. Sınavla ilgili veya yapmak istediğimiz şeyle ilgili farklı duygular hissediyor olabiliriz. Bazı kişilik yapıları özellikle mükemmeliyetçi kişilik yapıları veya narsistik kişilik yapıları her şey tam olsun, her şey benim kontrolümde olsun, her şeyi mükemmel olsun diye düşündüklerinde, bunu yapamayacaklarına inandıklarında erteleme davranışı sergileyebiliyorlar. Çünkü her şey tam ve mükemmel. Hemen olamaz. Belki her gün bir tuğla koyduğumuzda kocaman bir binayı yaptığımız gibi. Her gün bir saat iki çalıştığımızda altı ay sonra sınavı kazanabiliriz misali. Küçük küçük adımlarda kendimizi ödüllendirerek büyük parçaya ulaşabiliriz. Bunu da hatırlatmak istiyorum. Bazen de kişi yaşadığı kaygı nedeniyle erteleyebiliyor. İşte ya başarılı olamazsam ya eleştirilirsem bu vesileyle yapmak yerine hiç yapmamayı, ataleti seçebiliyor. Özellikle beynimizin ön bölgesi korteks dediğimiz yer irade, odaklanma ile çalışan yer. Bazı kişilerde hazzı erteleme, hazzı öteleme davranışlarında azlık olabiliyor. Bizim beynimizin ön bölgesi ne kadar gelişmişse preforntal ne kadar gelişmişse hazları erteleyebiliyoruz. Öteleyebiliyoruz. Televizyon izlemeyi veya o anda yapman gerekeni yapmandan seni uzaklaştıran şeyleri öteleyebilmek, prefrontal korteksin gelişmişliği de çok ilgili. O yüzden biraz iradeyi güçlendirme çalışmaları bu açıdan çok çok önemli ve erteleme problemiyle ilgili neler yapıyorum? Psikoterapi ve hipnoterapiyle entegre ederek çalışıyorum ve bütüncül iyileşme, bütüncül sağlık anlamında da bakıyorum. Yani kişinin bir gizli depresyonu olabilir, hipotiroidi dediğimiz, tiroit bezlerin as çalışması olabilir. Kansızlığı olabilir. Bunlardan dolayı bir enerji azlığı, ataleti olabilir. Bunları çözmek için bir hekime öncelikle bir başvurmak gerekiyor. Onun dışında psikoterapiyle bu erteleme davranışlarının arkasında neler olduğu bilişsel düzeyde fark edilebilir. Ayrıca hipnoterapiyle bilinç dışı düzeyde, bilinçaltı düzeyde de bunlar fark edilip değiştirilebilir. Erteleme davranışıyla ilgili yapılanlar, arka planda bilişsel düzeyde, zihinsel çarpıtmalar, bilinçaltı düzeyde ertelemeyle ilgili anlamlar, bunların bize çağrıştırdıkları, neler yaşadığımız, anılarımızla ilgili kısımlar, hipnoterapiyle ve psikoterapiyle Tamamen düzeltilebilir. Kendinizi ertelemediğiniz, hayatı ertelemediğiniz, kendinizi tanıdığınız, kişiliğinizi tanıdığınız ve gerekeni tam olarak yaptığınız günler dilerim. Hoşça kalın.

İlginizi Çekebilecek Videolar